PİRAMİTLER'in sayısı 80'e yakındır. Hepsi Nil’in sol kıyısına kurulmuş  ve vadide 40 kilometrelik bir uzunluk içine yayılmışlardır. Bazıları  ayrı olmakla birlikte çoğu grup halindedir.
Piramitler içinde en çok ilgi çekenleri üç büyük piramit olarak bilinen  Giza şehri civarında bulunan abidelerdir. Bunlar varsayılan  kurucularının adlarına göre ayrılmaktadır: Keops (Kufu), Kefren ve  Mikerinos. Bu üç Giza Piramidinin geometrik ve gözlemsel ilkelere dayalı  bir plana göre inşa edildiği ve bu planın da doğrudan astronomik  gözlemlere dayandığı ileri sürülmektedir.
Kufu ya da Keops diye de adlandırılan Büyük Piramit, üç büyük piramidin  ilki ve en kuzeydekidir. 137 metre yüksekliğindeki ve yaklaşık 6.5  milyon ton ağırlığındaki Büyük Piramit, şimdiki Kahire şehri  yakınlarında tam olarak Nil Deltası’nın tabanına yerleştirilmiştir.  Mısır astronomi bilgini Mahmut Bey, Keops’un binlerce yıl önce  dolanımının en yüksek noktasına varmış Sirius yıldızı ışınlarının  piramidin güney tarafı üzerine diklemesine düştüğü bir devrede inşa  edilmiş olduğunu söyler.
Piramidin yapım planında sık sık karşımıza çıkan 286,1022 sayısı anahtar  sayı olarak kabul edilir, çünkü bu sayı güneş ve yıldız yılının  değerini, güneş ile yeryüzü arasındaki uzaklığı, yeryüzü ile yörüngesi  arasındaki ilişkiye göre yerçekimi kanununu ve yeryüzü yörüngesinin  merkezkaç değişimlerinin sınırlarını belirlemeye olanak sağlamaktadır.  Görüleceği üzere Piramit gerçek bir geometri ve ölçü harikasıdır. Birçok  bilim adamı ve yazar Giza’daki Keops Piramidi’nin bugünkü bilim  bilgileri ve makinelerle bile yapılamayacağını ısrarla söylemektedirler.  Büyük Piramit, hiçbir zaman anlaşılmamış olan bir tekniğin ve dehanın  gözle görülür tanıklığını yapmaktadır.
Peki Keops Piramidi’nin yüksekliğinin bir milyara çarpımının yaklaşık  olarak güneşle dünyamız arasındaki uzaklığı vermesi bir rastlantı mıdır?  Piramidin üstünden geçen meridyenin karaları ve denizleri tam eşit iki  parçaya bölmesi bir rastlantı mıdır? Taban çevresinin, yüksekliğin iki  katına bölünmesinin Pi sayısını vermesi bir rastlantı mıdır? Piramitte  dünya ağırlığını gösteren hesapların bulunması bir rastlantı mıdır?  Piramidin kurulduğu kayalık alanın büyük bir özen ve doğrulukla  düzeltilmiş olması bir rastlantı mıdır? Bugünkü teknoloji ile  yapılamayacak bir şeyi, eski Mısırlılar basit teknoloji ve sade  aletleriyle nasıl yaptılar? Mısırlılara dünya-dışı zeka, ‘dışardan  yardım’ mı geldi? Yoksa bu yapılar Dünya dışı Ziyaretçiler tarafından mı  yapıldı.
Büyük Piramit ( Khufu, Keops ) dünya karalarının tam ortasında  bulunmaktadır. İnşası sırasında böyle dev bir yapının dünya karalar  topluluğunun tam merkezine oturtulması için , yörenin , hatta dünyanın  uzaydan görülmüş olması gerekirdi. Bu bakımdan ya uzaylılar ya da  uzaylıların yetiştirdiği kimseler tarafından inşa edilmiştir. Araplar,  Büyük Piramidin “Uzaydan Gelen Ruhlar “ tarafından inşa edildiğine  inanırlar.
Her ne kadar okullarımızda okutulan tarih kitaplarında hala mezar anıt  olarak yazılıysa da , Büyük Piramidin Firavun mezarı olarak yapıldığıyla  ilgili bilgi , geçerliliğini gün geçtikçe yitirmektedir. Onun yerine  onun bir inisiyasyon merkezi hatta güç elde etmekte kullanılan bir  enerji üretici olarak yapıldığı konusundaki bilgiler gün geçtikçe güç  kazanmaktadır. Çok değişik alşimik çalışmaların yapıldığı ve bu çalışma  ve denemeler için gerekli enerjinin üretildiği bir jeneratör olarak  yapıldığı daha kuvvetli olasılık halinde karşımızda bulunmaktadır. Gerek  bilinen ölçüleri, gerekse biçimiyle büyük Piramit ve ötekiler ,  mezardan çok bir güç üretici olarak yapılmış olabileceklerini  düşündürmektedir. Böyle olunca da böyle bir yapının inşa bilgisinin  kaynağı Raymond Drake’in belirttiği gibi ya uzaylılardır ya da onların  öğretisinden yararlanmış seçkin kişilerdir.
Ruhsal yetenekleri gelişmiş kişilerin ifade ettiklerine göre , Büyük  Piramit manyetik güç yayımını hala devam ettirmektedir. C.H. Williamson  ‘un “Other Tongues , OtherFlesh “ ( Başka Diller , Başka Bedenler )  isimli eserinde belirttiğine göre , dünya dışı kökenli insanlar yapıyı  meydana getiren çok iri taşları antigravitasyon ya da sonik yöntemlerle  ilgili bilgileri uygulayarak yerleştirmişlerdi. Belki de bu insanlar  aynı güçleri kendi uzay araçlarını hareket ettirmede de kullanıyorlardı.
Yakın zamanda Mısır'daki Büyük Piramitin hemen üstünde fotograflanmış  disk biçiminde bir UFO
Keops Piramidi ya da Büyük Piramit , Kahirenin 16.km. kadar  batısındadır. Taban yüzeyi yaklaşık 53.000 m2’lik bir alanı kaplar.  Orijinal yüksekliğinin 146 ile 148 m. arasında olduğu tahmin edilir.  İnşa edildiği dönemde üzerinde bulunması gereken Kapak Taşı’nın artık  olmaması nedeniyle şimdiki yüksekliği 137 metre kadardır. Yapılan  hesaplara göre Büyük Piramit İngiltere’de Hz. İsa’dan bu yana inşa  edilmiş olan tüm katedral , kilise ve şapellerden daha fazla taş  kütlesine sahiptir.
Keops Piramidinin yapımında 2.600.000 adedi aşkın granit ve kireçtaşı  blok kullanılmıştır. Blokların ağırlığı 2 tondan 70 tona kadar değişir.  Santimetrenin 40’da birine kadar bir hassasiyetle kesilen bloklar o  kadar hassas bir şekilde birleştirilmiştir ki , aralarındaki derzlerin  açıklığı hiç bir zaman santimetrenin 20 de birini aşmaz.
Arap tarihçisi Abu Zeyd el Balkhy. Eski bir yazılı kaynağa dayanarak  Büyük Piramidin “ Çalgı Takımyıldızı (Lyra ) Yengeç burcundayken , yani  hicretten 2 kere 36.000 yıl önce “ inşa edildiğini yazar. Bu da yaklaşık  olarak günümüzden 73.000 yıl öncesine denk gelir. Ayrıca piramit  üzerinde yapılan Karbon-14 tarih belirleme çalışmaları da yine M.Ö  71.000 yılını göstermektedir.
Kefren Piramidi de Büyük Piramidin hemen yanında yükselir. Yüksekliği  ilkinden biraz daha azdır. Ancak daha yüksek bir taban üzerinde inşa  edildiğinden Büyük Piramitten daha yüksekmiş gibi görünür. Taban kenarı  216 metredir.
Mikerinos Piramidi ise , 70 metrelik yüksekliği ve 108 metreyi bulan  taban kenarı ile diğerlerinin yanında çok küçük kalmaktadır. Giza  düzlüğünde yer alan bu üç piramidin önemli ortak özellikleri vardır  Şöyle sıralayalım :
Yapıların yüzleri yere 52 derecelik açı yapar.
Giriş yerleri kuzey yüzlerinde açılmıştır ve giriş geçitleri yerle 26  derecelik bir açı yapar. Bu doğrultudan gök kutbuna bakarlar.
Bu gün için astronomi ve matematik sayesinde çözülebilen karmaşık bir  mimari yapıya sahip piramitler hakkında şöyle bir örnek fikir verebilir:
52 derecelik açı , piramitlerin inşaatçıları için “dairenin kare haline  getirilmesine ilişkin Kutsal Geometri probleminin çözümünü sağlayan bir  unsur olmuştur. Bu eğimde , yani 51 derece 52 dakikalık bir açıda  yapılmış bir piramidin yüksekliği ile tabandaki çevre uzunluğu  arasındaki oran , bir dairenin yarıçapı ile çevresi arasındaki orana  eşittir. Bu oran ½ değerindedir. Sonuçta Gize piramitlerinin inşasında  pi = 3.1415 değerinin kullanılmış olması günümüz bilim adamlarının  şaşırtıcı bulduğu bir gerçektir.
Eski Mısır’ın D.D uygarlıklarla kurdukları bilimsel, sanatsal ve  kültürel bağları örneklerken üzerinde durmak istediğimiz konu  Piramitlerin mimari, arkeolojik ve matematiksel yönlerinden çok , kozmik  anlamları. Bu nedenle şimdi birazda Giza Piramitlerini okült açıdan  inceleyelim.
Teozofist A.P. Sinnett, Büyük piramidin yapımıyla ilgili şunları  söylüyordu:
“ Keops Piramidinin yapımında kullanılan taşların manipülasyonu, ancak  ve ancak , daha sonraları insanların yitirdikleri belirli bir doğa  bilgisinin bu işte kullanılmış olmasıyla açıklanabilir. Doğanın  gizemiyle ilgili o bilginin Veli bekçileri , ağır cisimlerin fiili  ağırlığını istedikleri gibi değiştirebilecek şekilde maddenin çekimini  kontrol edebilirler ve daima da edebilmişlerdir."
"Dev yapılar mimarisinin harikaları işte böyle açıklanır. Piramitlerin  yapımını yöneten üstatlar , kullanılan taşları kısmen levite etmek  şekliyle bu işlemi kolaylaştırmışlardı. Majik asalar... Üstatlara eski  çağlarda , doğanın kudretini açığa çıkaran anahtarlar teslim edilirdi.  Gizli kelimeler ve vibrasyonel motor... Dalga boyları ve dev granit  blokların levitasyonu.”
Okültist Annie Besant ise şöyle diyordu:
“ Mısır’daki taşlar ne sırf kas kuvvetiyle, ne de modern teknolojiyi  aşan hünerli cihazlar kullanılarak dikilmişti. Bu taşlar , dünyasal  manyetizmin güçlerini anlayan ve kontrol edebilen kişilerce dikilmişti.  Neticede , taşlar ağırlığını kaybediyor ve tek bir parmağın temasıyla  yönetilmek suretiyle havada yüzerek, belirlenen yerlerine  oturuyorlardı.”
Annie Besant “ Dünyasal manyetizmanın güçlerini anlayan ve kontrol  edebilen “ kişilerden söz ederken acaba kimleri kastediyordu?...
Çağlar boyunca sırlarını hiçbir uygarlığa açmadan , günümüze kadar gelen  piramitler , dünya bilim ve teknolojisini aşan bir teknik, mimari  bilginin ürünüdürler. Bu bilgi D.D kaynaktan gelmiş ve hala dünya bilim  adamları tarafından çözülememiş olabilir mi ?
Çok eski efsanelerde piramit inşasında kullanılan “majik çubuklar”dan  söz edilir. Bu çubuklarla belirli bir dalga boyunda olmak üzere ,  önceden tespit edilmiş bir vibrasyonel ses tonu oluşturulabiliyordu.  Walter Owen 1947 yılında sesin ezoterik kullanımı hakkında şunları  yazmıştı: “ Ses herkesin düşünemeyeceği türden imkanlar taşıyan bir  kudrettir. Ve bu kudretin kullanımı , kadim ermişlerin bildikleri ,  fakat günümüzün emekleyen biliminin yitirdiği ve ya karşısına geçip  dudak büktüğü bir bilimdir. Kozmosun çevresi ve dokusu ses kudreti  sayesinde ayakta durmaktadır ve yine ses kudreti sayesinde çözülerek yok  edilebilir. Mısırlı rahipler bu bilgiye sahiptiler.”
İster istemez akla şu soru geliyor ; Mısırlı rahipler bu bilgiyi nereden  almışlardı?,
Mühendis Rudolph Gantenbrink’in 1993 yılında Büyük Piramitte  gerçekleştirdiği buluş da aynı ölçüde ilgi çekicidir. Gantenbrink ve  ekibi “UPUAUT 2” ismini verdikleri küçük bir robot aracı Kraliçe  Odası’ndaki hava kanalının içine yollamış ve bugüne kadar hiç bilinmeyen  60 metrelik bir tünel bulmuştu (Altta). Gantenbrink, iki haftalık bir  çalışmadan sonra 4500 yıllık metal bir kapıya ulaştığını söylüyor ve bu  kapının bilinmeyen bir alana açıldığını iddia ediyordu. Fakat ne yazık  ki kapının keşfinden sonra geçitlerdeki tüm araştırmalar Mısırlı  yetkililer tarafından durdurulmuş ve yeniden başlatılmasına izin  verilmemiştir. Yani yine bişeyler örtbas edilmeye çalışılmaktadır...
PIRAMITLER'IN ESRARI- Keops  piramitinin 12 ton ağırlığında iki buçuk milyon kat bloktan oluşmuştur.  Günde on blok yerleştirilmesi halinde yapımının 664 yıl sürer.. Ve bu  taslarin temin edilibilecegi en yakin mesafe yüzlerce km. uzakliktadir.  Bu taslarin nasil getirildigi bilinmemektedir.
 
- Piramitin üstünden geçen meridyen karaları ve denizleri tam  eşit iki parçaya böler ve piramitin dünyanın ağırlık merkezinin tam  ortasında bulunur.yüksekliğinin (164 m.) bir milyarla çarpımının güneşle  dünyamız arasındaki uzaklığı verir.
 
- Taban alanının, yüksekliğinin iki katına bölünmesinin pi  sayısını verdiğini,
 
- Piramit kimin adina yapildiysa, onun bulundugu odaya, yilda  sadece 2 kez günes girmektedir.(dogdugu ve tahta çiktigi günler)
 
- Mumyalarda radyoaktif madde bulundugundan; mumyalari ilk  kez bulan 12 bilim adami kanserden ölmüstür.
 
- Piramitlerin içerisinde ultra sound, radar, sonar gibi  cihazlar çalismamaktadir.
 
- Kirletilmis suyu, bir kaç gün Piramit'in içine  birakirsaniz;suyu aritilmis olarak bulursunuz.
 
- Piramit'in içerisinde süt, bir kaç gün süreyle taze kalir  ve sonunda bozulmadan yogurt haline gelir.
 
- Bitkiler Piramit'in içinde daha hizli büyürler.
 
- Piramit'in içine birakilmis su, 5 hafta süreyle  bekletildikten sonra yüz losyonu olarak kullanilabilir.
 
- Çöp bidonu içindeki yemek artiklari hiç koku nesretmeden  Piramit içinde mumyalasir.
 
- Kesik, yanik, siyrik gibi yaralar büyükçe bir Piramit'in  içinde daha çabuk iyilesme egilimi gösterir.
 
- Piramitlerin bazi odalarinin içinde ne oldugu hakkinda bir  bilgi yoktur. Arastirmacilarin çogu ya içinde kayboldu yada ayni yerde  bir kaç tur attilar, fakat içlerini göremediler.
 
- Piramitlerin yazin içi soguk, kisin içi sicak olur..
 
KEOPS PİRAMİDİGize’de antik Memfis mezar kentinde bulunan üç piramitten biridir. Bugün  Mısır’ın başkenti Kahire’nin bir parçasıdır. Dünyanın yedi harikasından  günümüze kadar ulaşan tek eserdir.
Binlerce yıl boyunca Keops piramidinin bir mezar olduğuna inanılmıştır.  Keops piramidinin 30 yılda yapıldığı düşünülmektedir. Önce bir kent  yapılmış taş bloklar taşınmış ve yığılmıştır. Yüzeyin düzleştirilmesi  için uzun zaman çalışıldığı sanılıyor. Taş blokların nasıl  yerleştirildiği henüz anlaşılmış değil çeşitli kuramlar üretilmektedir.  Bir kurama göre yapılan spiral bir rampadan çıkarılan taş bloklar üst  üste konuyordu.Rampa çamur kaplanıyor sulanıyor ve taş bloklar itilerek  kaydırılabiliyordu. Diğer bir kurama göre taş bloklar dev manivelalarla  kaldırılıyordu.Tarihçi Herodot'a göre, ağır granit blokları, piramidin  üst bölümlerine çıkarmak için 925 metre boyunda, 19 metre genişlikte bir  rampa yapılmıştır. Sadece bu rampanın yapılması bile 10 yıl sürmüştür.
İlk yapıldığında 145,75 metre olduğu düşünülen Keops piramidinin bu güne  kadar 10 metresini kaybettiği düşünülmektedir.43 yüzyıl boyunca  dünyanın en yüksek yapısı olarak kalmış ancak 19. yüzyılda  geçilebilmiştir.Eğimi 54 derece 54 dakikadır.Bir kenarı 227 metre olan  dörtgen tabanı 50.524 metrekarelik bir alanı kaplar.Piramidin iç  ortasında, tepeden 100 metre kadar aşağıda ve tabandan 40 metre kadar  yukarıda firavunun odası vardır. Firavunun mumyası, hazinesi ve özel  eşyası bu odaya konmuştur. Oda 10,5 metre uzunlukta, 5 metre genişlikte  ve 6 metre yüksekliktedir. Buraya 50 metrelik bir dehlizden girilir.  Biri kraliçeye ait olan iki oda daha vardır.
Piramidin her biri birkaç ton ağırlığında olan iki milyon taş bloktan  yapıldığı sanılmaktadır.
Eski Mısırlıların neslinden gelen bir azınlık olan Kıptilerin inancına  göre, bu piramit Tannların Çağına ait bilgilerin bir birleşimidir.
Büyük piramidin gizli bilgiler barındırması, ilk olarak Napolyon  ordularının Mısır'ı işgali sırasında Fransız mühendislerinin  çalışmalarıyla ciddiye alınmıştır. Bu mühendisler piramiti bir  triangülasyon noktası olarak kullanmaya kalktıklarında, dört kenarının  dört ana yöne dönük olduğunu ve boylam dairesinin de tam piramitin  doruğundan geçtiğini fark etmişlerdir. Doruktan geçen diagonal çizgiler  kuzeye doğru uzatıldığında Nil Deltası'nı iki eşit parçaya bölmektedir.  Taban köşegenlerinin kesiştiği noktadan kuzeye uzatılacak bir doğru,  kuzey kutbunun yalnızca dört mil uzağından geçmektedir (ki piramidin  yapımından bu yana geçen uzun süre içinde kutup noktasının yer  değiştirmiş olması da mümkündür)
Bugünün uzunluk ölçüsü olan metrik sistemin birimi metredir. Yani  kutuptan ekvatora kadarki meridyen uzunluğunun on milyonda biridir. Bu  ölçü Fransızlar tarafından, Mısır işgalinden kısa süre önce ortaya  çıkarılmıştır. Piramidin ölçüsü olarak kullanılan kübit ise, eski  Mısırlıların kullandığı ölçüdür ve Fransızlann biriminden binlerce yıl  önce bulunmuş bir birimdir. Bir kübit'in uzunluğu bir metreye çok yakın  olmakla birlikte, metreden daha dakik bir birimdir. Çünkü bu ölçü  herhangi bir meridyen çevresine değil, kutup ekseninin uzunluğuna göre  hesaplanmıştır. Meridyen uzunlukları, dünya çevresine göre  değişebilmektedir.
Büyük Piramid'in Mısır kübit'ine göre alınmış bazı ölçüleri, yerküre  hakkında, dünyanın güneş sistemindeki yeri hakkında, sonradan, unutulup  modern çağda yeniden keşfedilmiş bir hayli bilginin var olduğunu  göstermektedir. Bu bilgiler ancak matematik olarak ifade  edilebilmektedir. Piramidin çevresi, bir yıl içindeki gün sayısını  (365.24) göstermektedir. Bu çevrenin iki katı, Ekvator'da bir boylam  derecesinin bir dakikasına eşittir. Eğik kenar üzerinden, tabandan  doruğa 'kadar olan uzunluk. bir paralel derecesinin altıyüzde biridir.  Çevreyi yüksekliğin iki katına böldüğümüz zaman, (pi) sayısı olan  3.1416'yı bulmaktayız (Bu rakam, eski Yunanlılann bulduğu pi sayısından,  yani 3.1428'den çok daha gerçektir)
Piramidin ağırlığı 10 üzeri 15‘le çarpıldığında, dünyanın yaklaşık  ağırlığını vermektedir. Dünyanın kutup ekseni, doğrultusunu günden güne  değiştirmekte ve böylelikle her 2,200 yılda güneşin arkasına yeni bir  burcun gelmesine olanak vermektedir. ilk durumuna ancak 25.827 yıl sonra  varmaktadır. Bu sayı da, 25.826.6 olarak piramidde ortaya çıkmaktadır.  Bu sayıyı veren, taban köşegenlerinin toplamıdır. Büyük piramidin içinde  Firavun odasının boyutlan, iki temel Pisagor üçgeninin eşidir: 2.5:3.  ve 3.4.5. Oysa piramit, Pisagor'dan binlerce yıl önce yapılmıştır. Bu  verilen ölçülerin, piramidin ölçü rastlantılarından yalnızca küçük bir  kısmıdır.